BENİM HÜZÜNLÜ OROSPULARIM- GABRİEL GARCİA MARQUEZ

Her şey iyi güzel de kardeşim. Yaş 14... Olmaz. Nobeli alsan da olmaz. Türk Ceza Kanunu madde 103..

Bir süredir orada burada gördüğüm ama okuma fırsatı bulamadığım bir kitap Gabriel Garcia Marquez'in Benim Hüzünlü Orospularım kitabı. Dikkat ettiyseniz kitabın adını biplemeden direkt yazdım. Ama içerik kafamda bipli. Bilinsin...
Kitabın konusuna gelince... 90 yaşında bir ayağı çukurda olup halen anlam veremediğim şekilde cinsel dürtüleri olan dedemiz hayatında hiç evlenmemiş ve hayatını sürekli orada burada bulunan ka(e)rhanelerde geçirmiş, varını yoğunu, parasını pulunu bu davaya harcamaktan çekinmemiş bir şahsiyet. Buradan karaktere mesajım: Ya dede iki ayağında çukurda bırakıver bu işleri... 
İşte bu dedemiz bir gün doğum gününü kutlamak ister. Uzun zamandır takıldığı bir hacıanayı arar ve kendine bir kıyak geçmek ister. Doğum gününde temiz, tertemiz, bakire bir kız ister hacıanasından. Türkiye'nin Madam Manukyanı ile aynı sektörde faaliyet gösteren hacıana tamam der, sana bir ayarlama yapacağım. Yapar da. Ancak ortada bir sorun vardır ve bulduğu kız sadece 14 yaşındadır. İşte burada benim açımdan film kopuyor dostlarım. Kitabın dili ne kadar güzel de olsa sizi içine çekiyor da olsa ortada bir film dönüyor ve ben bu filmi sevmedim. Sorun şu ki kızın yaşı 14 ve dede bu kızı kabul ediyor. Sonrasında aşık maşık oluyorlar. Bir sürü terane.. Buradan "devletten fazla devletçi" olan okurlara sanki nobeli kendisi almış gibi yazarları ölümüne savunan(bir Tolstoy atışması aklıma geliverdi burada) tayfaya sözüm şudur; el insaf kardeşim.
Daha düne kadar hangi kitapta olduğunu hatırlamadığım bir bölümde çocuklarla ilgili cinsel ögeler mevcuttu ve bununla ilgili toplumda bir tartışma yaşanmıştı. Fakat bu kitabın tamamı çocuk cinselliğiyle ilgili ama buna rağmen bu kitap yerlere göklere sığdırılamıyor. Anlamıyorum. Benim seviyem mi yetersiz? Allaha şükür yetersiz kalmışım. Bu iki yüzlülük beni üzüyor. Neden kardeşim? Neden? Her şeyi bir yere kadar anlıyorum. Dede olabilirsin, 90 yaşında kendine bir kıyak isteyebilirsin. Gidip yaşını başını almış bir kız bulabilirsin ve gidip buna aşık olabilirsin. Ka(e)rhane personellerinin gayr-i resmi anılarında geçen "seni bu hayattan kurtaracağım, sana yardım edeceğim" gibi sözler nerede? Nerede dedecim? Neden o kızı alıp torunun yerine tutup el uzatmadın? Neden Gabril Garcia Marquez bu hikayeyi bir dede-torun ilişkisine sokup güzel cümlelerinle ve mutlu sonra bitirmedin? Bunların hepsi ne kadar sorunsuz da görünse özünde sorunlu şeyler. Ama hadi geçtim hepsini. Yaşı geçemem dostlarım. Hele hele 14 yaşını. Geçemem dostlarım! Çocuk istismarına karşı durup da nobeli alınca veya güzel yazınca her şeyin mübah ve mümkün olmasını geçemem. Burada üstad Mehmet Akif Ersoy'un şu satırları bir anda aklıma geliverdi. Ne demiş üstad bir şiirinde;
" Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem" 
Velhasıl son sözüm bir şiir olsun diyor ve takdiri size bırakıyorum.


Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; 
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. 
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki! 
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; 
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; 
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! 
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? 
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! 
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! 
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! 
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?

Diğer roman incelemelerim için tıklayın



Yorumlar