BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK- HARPER LEE

Bir kasaba... Sıcaktan kavrulan ufacık bir şehir merkezi olan, sokaklarında rüzgarın kovaladığı toz bulutlarının dolaştığı bir kasaba. Bu cümleler size bir Amerikan filminden sahneleri hatırlatmış olabilir. İşte bu kitap da böyle bir kasabayı anlatıyor. Hikayeyi küçük hanım Scout Finch'den dinliyoruz esas olarak. Bu kasaba da Scout, kardeşi Jem ve arkadaşları Dill'in gözlemlerini, büyümelerini ve maceralarını çocukların diliyle okuyoruz. Yani romanın dili gayet sade ve sizi sıkacak  cinsten değil. Yazar bu çocukluk maceralarını bize yavaş yavaş ve merak aşılayarak vermiş. Bu güzeldi. Fakat çocukluk anıları da bir yere kadar. Kitabın ortasına doğru sıkılır gibi olurken asıl meseleye geçiş yapıyoruz. Zaman zaman karakterlerden duyduğumuz ancak hiç esas mesele olmayan Zenci Tom'un kasabada görülecek olan davasına. Scout'un babası olan Atticus zenci Tom'un avukatı olmuştur. Kitabın içeriğine girmemek adına burada susuyorum. Fakat içeriğe girmeden anlatacaklarım var.
Amerika, acaba her zaman demokrasinin beşiği (!) Amerika mıydı? Orada insanlar hep eşit miydi? Bu yazımda zenci kelimesini özellikle yazdım. Bu kelime bizde fazlasıyla esmer insanları çağrıştırırken acaba Amerika'da zenci ne ifade ediyor? Kitaptaki Amerika gerçekten adil miydi? Soruların cevapları kitabın içinde. Velhasıl kitap öz olarak Scout'un gözünden eski Amerika'yı adetleri, yaşayışı ve toplum yapısını çocukça anlatırken yine Amerika'daki zenci ırkçılığını, bu ırkçılığın adalete bulaşmasını ve bir avukatın "Savunma hakkı kutsaldır" düsturunu benimseyerek müvekkilini sonuna kadar nasıl savunduğunu anlatır. 
Güzel ve sıkılmadan okuduğum bir kitap olmuştur. Tavsiye ederim. İyi okumalar.

Kitaptan Alıntı;

"İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır."


Diğer roman incelemelerim için tıklayın.

Bülbülü Öldürmek Harper Lee

Yorumlar