YAŞ OTUZ BEŞ (BÜTÜN ŞİİRLERİ)- CAHİT SITKI TARANCI

Uzun süredir okumak istediğim ve sonunda okuyabildiğim şairlerden bir tanesi. Cahit Sıtkı Tarancı.. Okuduğum kitabı meşhur şiiriyle aynı adı taşıyan ve içinde tüm şiirlerini barındıran Otuz Beş Yaş. Aslında Cahit Sıtkı'yı bir çoğumuz okuduk veya dinledik. Okumayı anladınız da nasıl dinledik diyebilirsiniz. Cahit Sıtkı şiirleri bestelenen şairlerimizden zira. Kaç şiiri bestelenmiş bilmiyorum ama benim favorim Haydi Abbas isimli şiiri. Bu şiirin bestecisini bilmem ama Mustafa Keser çok güzel okumuş, tavsiye ederim. Şimdi gelelim şiirlere ve kitaba. Dedim ya Cahit Sıtkı birçok şiiri ile meşhur. Bunların başında Otuz Beş Yaş şiiri liste başı. Hatta Otuz Beş Yaş şiirini yazıp genç yaşta vefat eden bir şairimiz. Genel olarak şiirlerini zevkle okudum diyebilirim. Ama bazı şiirler var ki kitabın içinde beni benden almıştır. Desem Ki şiiri de bunlardan bir tanesi. Kesinlikle okumanız gereken şairler arasındadır kendisi. Tavsiye ederim. Bir de son olarak kitaba dair bir şey daha söylemeden edemiyorum. Bu kitap bir şiir kitabı neticede ama bazı şiir kitaplarında poetikalar da bulunuyor. Necip Fazıl'ın Çile'sinde olduğu gibi. İşte bu kitabın başında da Cahit Sıtkı'nın söyleşi tarzında yayınlanmış bir yazısı mevcut. Bu yazıyı okumadan da kitaba başlamayın derim. Şiirlerle ilgili bu söyleşi size ayrıca bir zevk verecektir emin olun. İyi okumalar.

Kitaptan Alıntılar;

Bu şiiri okuyun sonra da bunu dinleyin. 

ABBAS

Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
Desem Ki

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Ekmek kadar mübarek,
Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Su gibi aziz bir şeysin;
Ve soframda en eski şarap.
Nimettensin, nimettensin! Desem ki... İnan bana sevgilim inan, Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ben sende yaşıyorum,
Günlerden sonra bir gün,
Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Şayet sesimi farkedemezsen,
Ve neden sonra
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol; Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini, Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Hatırla ki mahşer günüdür

Otuz Beş Yaş

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Hayata beraber başladığımız,
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Her doğan günün bir dert olduğunu,
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

"Ne kelime konuştuk
Ne işaret çektik birbirimize
Fakat gerçektir seviştiğimiz
Gözgöze gelmekle sade.
Vapur kalkıncaya dek,
Teneffüsü benden
Bir saadet gibi hatırlıyorum Yasemin kokusu ondan
Kandilli iskelesinde..."
Bir yaz akşamı,

"Bir gece misafirim olsan yeter,
Dolar odama lavanta kokusu;
Ay pencerede durup durup güler.
Soğur sevincinden sürahide su.
Görsün diye aya karşı soyunsan!
Havva kızlarının en dilberini
Vücudunun ürperen her yerini.
Okşasam, öpsem, koklasam bir zaman,
Şiir söylerim saadete dair,
Teneffüs eder gibi seviştikçe, Doğacak çocuğum aklıma gelir;
Odama misafir olduğun gece."

"Kadın raksederken güzeldir,
Bayrak dalgalandıkça,
İnsan ihtirasla yaşarken."
Deniz köpürdüğü zaman,

"Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Memleket isterim
Memleket isterim
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Memleket isterim
Olursa bir şikâyet ölümden olsun."
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

"Kimdir bana gülümsiyen yeşillik balkonundan?
Demek gecelerden sonra nihayet gün doğuyor.
Yanan şu alnım elinin gölgesiyle soğuyor.
Bir gülüsündür gençliğimi döndürdü yolundan;
Ancak sen tâzelikte gül yaraşır pencereme;
Güzelsin ya, ne olursan ol, girdin hikâyeme; Çok değil evi barkı terkedip sana uyduğum,
Sen gel beni dinle, günlerimiz heba olmasın.
Uykusuz gecelerimde kokusunu duyduğum. Eğil bak suya, ordadır güzelliğin, gençliğim.
Artık taslarımız ayrı çeşmelerden dolmasın."
Yorgun başımı göğsünde emniyette bileyim;

"Gençliğime filan bakmadan,
Derhal gelebilirsin ölüm;
Kapı açıktır, lamba sönük."

"Niçin, bu boyumu geçen minareler niçin?
Sanki günahlarımı semaya yazmak için
Yontulmuş kalemlerdir upuzun minareler."

"Örneğin şiir vardır aruzla söylendiği için güzeldir, şiir vardır serbest vezinle söylendiği için güzeldir. Asıl sorun, söylemek istediğimiz şeye en tam anlatımını verebilmektir."

"Şiir nedir? diye soruyorsunuz. Edebiyat yapmayı, büyük söz etmeyi sevenler için şiir ne değildir ki! Şiir bir çığlıktır, bir ilan-ı aştır, sallanan bir yumruktur. bir umuttur, bir kurtuluştur.."






Yorumlar