RUH ADAM- HÜSEYİN NİHAL ATSIZ

Bin yıl önce Yüzbaşı Burkay evdeşi(eşi) olduğu halde gördüğü Açığma-Kün'e  aşık olur. Bu aşk öyle bir aşktır ki Yüzbaşı Burkay evdeşini bu aşka kurban eder.
Aradan bin yıl geçtikten sonra bu hikaye Yüzbaşı Selim Pusat ile eşi Ayşe Pusat'ın sohbetlerinin konusu olmuştur. Selim Pusat kıralcı(Cumhuriyet karşıtı) olduğundan aşık olduğu asker mesleğinden atılmıştır. Devir kıralcılara göre değildir ve kırallar mimlenmiştir. Bundan sonra Selim Pusat'ın eşi de nasibini alır. Ancak sonrasında çok sevdiği öğretmenlik mesleğine geri döner. Çalıştığı okulda çok değerli 3 öğrencisi vardır. Nurkan, Aydolu ve Güntülü. Selim Pusat eşi Ayşe'nin öğrencileri ile tanışır. Ancak Güntülü'yü sanki bir yerden tanıyordur. Selim Pusat aşık olduğu askerlikten atılmanın acısını bir aşkla kapatmıştır. Kendisinden 25 yaş küçük Güntülü'nün aşkı ile... Bu aşk da karşılıksız değildir. En sonunda Selim Pusat ilahi huzurda yada vicdanında bu aşkın hesabını verecektir. 
Okuyacağınız bu roman klasik bir aşk romanı olmaktan çok uzak. Bence bir aşk romanı ancak aşk ekseninde yazarımız Atsız birçok konuya değinmiş fakat aşkın yanından uzaklaşmamış. Hikayede her ne kadar günlük hayatta olduğunuzu düşünseniz bile metafizik bir hikayedesiniz aslında. Bu hikayede peygamberler, tarihi şahsiyetler, filozoflar var. Velhasıl çok orijinal ve çok akıcı bir kitap. Kesin okuyun derim.
Şimdi gelelim asıl meseleye. Atsız yazarlığının yanında bir şair aynı zamanda. Kitapta hikayeye yedirilmiş şiirler var. İşte bu şiirler kitabı okumam sebebim diyebilirim. Bu kadar içinize işleyen mısralar az bulunur. Bu şiirler ancak coşkulu bir aşkın ürünü olabilir. O mısralar yaşanmadan sırf hayalle yazılmış olamaz bana göre. Mısralardaki aşkın coşkusunu anlamanın tek yolu var. Bu şiirleri sesli okuyun. Sesiniz boş duvarlarda yankılanmıyorsa veya karşınızdaki insan sizden tatlı bir korku duymazsa gelin yanıma. Bu şiirler kısık sesle okunamaz. Bu coşkulu aşkın mısraları öyle melankonik şekilde haykırılamaz.
Son olarak kesinlikle tavsiye ettiğim bir kitap. Siyasi düşünmeden okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar.

Diğer Atsız kitap yorumlarım için tıklayın

Kitaptan alıntılar;

RUH ADAM KİTABI ŞİİRİ-1- Geri Gelen Mektup

Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
RUH ADAM KİTABI ŞİİRİ-2
Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
Bir sır ki bu,ölsen bile açamazsın...
Anlatması imkansız olan öyle bir an ki,
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
Bak emrediyor:Daldığın alemden uyan ki,
Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın...
Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...
Ram ol bana,ruhun yeni bir aleme girsin...
Yazmış kaderin:Aşkıma ömrünce esirsin!
Aklınla,şuurunla,hayalinle bilirsin.
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın...

"Düşmek bir şey değildir. Kalkmamak, düşkün kalmak korkunçtur."
"Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım"
"Aşk bir şehvet. Şehvet de vuslatla sönen bir duygu. Öyleyse insanlar zevcelerine boyuna ihanet edeceklerdir. Böyle bir dünyada zevk kalır mı?"
"Sevilen ne kadar güzel ve çekici olursa aşk da o kadar şiddetli ve uzun olur. Bazı kadınlar ve kızlar bilmeden karşısındaki erkeği delirtir. Bazıları sanatkardır. Bunu bilerek yapar. Kadın, oldukça iptidai bir yaratıktır ama erkeği sürüklemek bilgisinde çok ustadır. Vuslattan, sonra erkeğin bıkacağını sezdiği için onu daha çok bağlayacak türlü hünerler gösterir. Böylece aşk olgunlaşır. Sözün kısası, şairin dediği gibi: Mecnun'a cihan dopdolu Leyla görünürmüş."
"Aşk da böyledir. Aslında şehvettir yani hayvani bir istek. Fakat romantik bir muhayyele onu o kadar süsler ve güzelleştirir ki aşkın ilahi bir duygu olduğuna inanırız. Yüzlerce yıldan beri bu şairane tarifleri dinleye dinleye aşkın insanüstü bir şey olduğunu sanmışızdır. Gerçekte şehvet isteğinden başka bir şey değildir."
"Aşk bir sebep değil neticedir"
"Bu kadar güzel bir kızın resmine böyle uzun uzun bakmak estetik bir duygunun ilerisindeki arzudan doğar. Buna hayranlık değil, aşk derler"
"Bazen sevgili için her şey bırakılır yüzbaşım. İnsan bir öfke anında arkadaşını, bir buhran dakikasında kendisini öldürebileceği gibi, aşk denen hastalığın şiddetlendiği bir sırada da istikbalini, halini, mazisini, her şeyini feda edebilir"
"Çünkü herkes dediğin şey bir hayvan sürüsüdür"
"İnsanlar okunmamış birer kitaptır. En basitleri hakkındaki hükmü bile tamamının okunmasına bırakmalı. Biraz derince olanların ise iyice okunduktan sonra üzerinde az veya çok düşünmek lazım"
"Çünkü yanlış ve yalan davalar daima parlak gözükür. Fuhşun felsefesini yapmak, namusun müdafaasını yapmaktan daha kolay olduğu gibi..."
"Bir insan hakkındaki hüküm ancak onun tabutu geçtikten sonra verilebilir."
"-Bunların yerine hakiki tarihi, ciddi tarihi okutsanız olmaz mı?
-Ciddi tarih mi? Yani?
-Yani askeri tarih.. Meydan savaşları..
-Kız çocuklarına bunun faydası ne?
-Kahraman anası olmak!"
"İmha savaşı yüksek ve ince bir sanatla ve cesaret mayasını kullanmak suretiyle vücuda getirilmiş bir eserdir. Sermayesi candır. İmha savaşına benzeyen bir kız, şüphesiz şiire benzeyen bir kızdan daha güzeldir"
"Sevginin niçini olmak ki efendim.. Düşünsem belki makul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakiki bir sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel tarafını bulmaya çalışırız."
"İnsanlar kendi durumlarına uygun bir mısradan, bir beyitten zevk alıyorlar, hüzünleniyorlar, keder duyuyorlardı"
"Edebiyat, hakikatlerin hayalle süslenmesidir."


Yorumlar