TUTUNAMAYANLAR- OĞUZ ATAY


Bu kitap bir süredir okuma listemde vardı. Fırsatını bulunca okumaya başladım. Kitap bir mühendis olan Turgut Özben'in arkadaşı Selim'in ölmesi üzerine Selim'in hatırasını kovalaması ile başlıyor diyorum ve burada kesiyorum. Çünkü kitabı yarım bıraktım. Kitabın 140'lı sayfalarına geldiğimde Selim'in arkadaşı ile Turgut anlamlandıramadığım bir şeyleri tartışıyordu. Yani aslında 300'lü sayfaları geçtiğim halde bu kitap ne anlatıyor hala anlamadım. Bu demek değil ki boş bir kitap. Hayır. Kitapta hayatla ve devletle ilgili eleştiriler var onu anladım. Ama bu kitabın yazılış amacının kitabı neredeyse yarısına gelmiş olmama rağmen çözemedim. Belki ileri ki sayfalarda çözecektim ama yazarımız benim açımdan tarzının kurbanı oldu. Zira okurken daldan dala atladığınızı hissediyorsunuz. Bu durumda sizi sıkıyor. O değilde şu Olric ile tam tanışmıştık ama tanışıklığımız yarım kaldı.
Velhasıl tavsiye ettiğim bir kitap değil. Oğuz Atay'ın diğer kitapları da aynı tarzda ise kendisi ile muhtemelen bir daha karşılaşmayacağız. İyi okumalar.


Kitaptan bir kaç alıntı;

"İnsan, hareketlerine engel olabilirdi; fakat düşüncelerini nasıl durdurabilirdi?..."

"...Gemilerin ipleriniibrişimdenyelkenleriniatlastanlazımlıklarınıaltındankürekleriniabanozdandümenininazariyedenkıçkasarasınıaltıdokuzluk.(Susturamazlar, kendi kendine devam eder.)..."

"...Tokmağı kopuk kapılar, kapanmayan kapılar, kapısına bozuk bir yazı ile "bozuk" yazılmış helalar, duvarlara sürülmüş pislikler... Alaturka helalar, alafranga helalar; alaturka musiki, alafranga müzik... Penceresiz helalar, muslukları kırık helalar..."

"..kadın öğretmenin dersinde kalem düşürmeyi becerip yeterli hayal sermayesi biriktirenler de kilidi bozuk olmayan helalarda, "suistimal" yaparlardı. Kadın öğretmenin hayali, sonuca varmadan kaybolsa bile, duvardaki resimler yardımcı olurdu helalarda..."

 





Yorumlar