ANNA KARENİNA-TOLSTOY

Evet bir kitapla daha beraberiz. Rus edebiyatına karşı bir anti-patim vardı ama yine de bir Rus yazarı, Tolstoy'u okumuş olduk. (Rus edebiyatı biraz sıkıcı geliyor bana) Bu kitabı seçerken özellikle kalın bir kitap olmasını istedim. Kütüphaneye sık gidemediğim için hafta içi ince kitaplar çabuk bitiyor ve kitapsız kalıyordum. Böyle olunca da bu kitap gibi kalın bir kitap aldım.(1035 sayfadan oluşuyor) Kitabı kalın aldım ama okuması yaklaşık 3 ay kadar sürdü.(Ramazan'ın girmesi, bayram seyran, kitabın ilerisinde biraz ağırlaşması gibi sebeplerden)
Kitap Stepan Arkadyeviç'in bir günü ile başlıyor. Ancak o gün Stepan için hiç de hoş bir gün değil. Zira karısı Darya'yı çocuklarının öğretmeni ile aldatmıştır. Kitabın ilk 100 sayfasında Anna Karenina yok. Ancak Karenina ile bağı olan insanların hayatlarından kesitler bulunuyor. Hatta bu kesitlerden yani anlatılan bu hayatlardan ayrı ayrı romanlar dahi çıkarabiliriz. Kitap okundukça roman içinde roman okunuyor hissi veriyor. Anlatılan bu hayatlar okuyucuyu da hiç sıkmıyor. Bu yazarın ustalığının bir göstergesi bence. Romanda yukarıda da dediğim gibi bir çok kişinin hayatlarından kesitler okuyorsunuz. Okuduğunuz kişiler aslında bir biri ile arkadaş,akraba vs.. ancak siz bu durumu kitabın içine girdikçe, ilerledikçe daha iyi algılıyorsunuz. 

Yaklaşık 400.-500. sayfalara kadar Stepan Arkadyeviç'i, onun ilişkilerini, hayatını, onun arkadaşı Levin'i(ki bence kitabın baş kahramanlarındandır, hatta baş kahramanıdır) Levin'in aşık olduğu ve öncesinde Vronski'ye(Anna Karenina'nın evli iken aşık olup birlikte yaşadığı kahraman) sonrasında ise Levin'e aşık olan Kiti'yi, Anna Karenina'nın resmi eşi Aleysey Aleksandroviç'i ve Anna Karenina'yı, bu kişilerin birbirleri, toplumla olan ilişkilerini görüyoruz. Bu karakterler yanında daha bir sürü karakterin hayatlarından kısa/uzun öyküler okuyorsunuz. 
Kitabın ana konusu aslında Anna Karenina'nın evli iken Vronski'ye aşık olması ve evini terk ederek onunla yaşamaya başlaması. Fakat bu aşk hikayesi kitabın yarısına kadar yoğun bir şekilde işlenmiş. Sonrasında Levin'in ve çevresinin hayatlarını daha yoğun görüyorsunuz. 
Kitap iyi, güzel ama aşk hikayesinin yoğun işlenmesinin bırakıldığı yarısından sonra baya bir sıkıldım. Yarıdan sonrası Rus sosyetesinin, köylüsünün günlük yaşamı, Rusya'nın sorunları(özellikle tarımsal alanda) gibi aşk ögesini fazla içermeyen şeyler anlatılmış. Böyle olunca da neredeyse 700.-800. sayfalarda kitabı okumaya bırakacaktım ama gene de sabrettim ve kitabı bitirdim. 
Kitap bu yüzden tavsiye ediyorum ile etmiyorum arasında gidip geldiğim bir kitap oldu. Sıkıcı ve ağır bulduğum Rus edebiyatına ikinci yarıdan sonra dayanabilirseniz okuyun derim. İyi okumalar.


Yorumlar