BEYAZ GECELER- FYODOR MİHAYLOVİÇ DOSTOYEVSKİ

Aşk nedir? Sevginin ötesi yok mu? Yürek yangını mı? Yoksa gönül gözünün körlüğü mü? Ya da hepsi mi? Bir insan neye aşık olur? Güzelliğe mi? Ruha mı? Aşkın gözü kördür sözü neden söylenmiştir? Aşık olan insanlar genelde neden mantıklı düşünemez? Çok mu soru oldu? 
Birisine aşık olduğunuzda aşkın körlüğünden başkasını sevemeyiz. Aşık olduğumuz insana öyle bağlanırız ki. Aşk belki tek taraflı ancak etkiler herkes için aynı.
İncelemenin konusu olan Dostoyevski'nin Beyaz Geceler isimli kitabı da yukarıda kısmen tariflediğim iki platonik aşkı  konu edinmiş. Anlatıcımız yani kitabımızın kahramanı bir gün yolda giderken Nastenka'yı görür ve ona aşık olur. Aşklardan birisi hikayenin kahramanı olan anlatıcımızın Nastenka'ya olan aşkı diğer aşk ise Nastenka'nın kiracıları olan bir adama olan aşkı. İki aşk arasında tek ortak nokta ise karşılıksız olmaları. Yani platonik aşk. Ancak sonradan bu durum kısmen değişmektedir.
Yukarıdaki satırlar kitabın yarısı bittikten sonra yazıldı. Şimdi diğer yarısındaki yorumlarıma kulak verin.
Kitabın sonlarına doğru mutlu bir son beklerken resmen dumura uğradım ve kitabın romantikliği ile karışık ağız dolusu küfürler savurdum. Kime mi? Okuyunca anlarsınız.  
Konu bu kısaca. Bu kitapla şunu fark ettim. Dostoyevski bir ruh adamı. Yani yazar kahramanlarını dış dünyadan ne kadar soyutlarsa ne kadar iç dünyalarında kendisi ile baş başa bırakırsa okuması da o derece daha bir güzelleşiyor. Ayrıca şekil-1.a'da(ben) görüldüğü üzere Dosteyevski kısacık bir hikayesinde bile okuyucusuna farklı duyguları yaşatmış. Takdir ettim.  
Bu arada kitap aynı isimde farklı yayınevlerinden çıkmış. Bendeki yayında sadece Beyaz Geceler isimli hikaye var. Diğer yayınlarda galiba 3-4 hikaye aynı kitapta.
Kesinlikle okunması ve kitabın sonunda da küfürler yağdırılması gereken bir kitap. İyi okumalar.

Diğer Dostoyevski kitap incelemelerim için tıklayın.

Kitaptan bir kaç alıntı;

"...Ve bütün yaptığım, her gün, sonunda bir gün biriyle karşılaşacağımı hayal edip durmak, Ah bir bilseydiniz, bu şekilde kaç kez aşık olduğumu!...
"Ama nasıl olur, kime peki?"

"Birine değil, bir ideale, düşte gördüklerime, Hayallerimde tam tekmil romanlar yaratıyorum..."

"..Aman tanrım, bunu nasıl düşünebildim? Her şeyin bana değil, başkasına ait olduğunu bile bile nasıl bu kadar kör olabildim; sonuçta, bu kibarlığı, bu özeni, sevgisi bile... evet bana olan sevgisi yakında diğeriyle buluşacak olmanın sevincinden, mutluluğunu bana da bulaştırma arzusundan başka bir şey değildi?.."


Yorumlar